Ofis mobilyası iş yaşamını nasıl etkiler

Ve bir empati, geleceğe dair bir not ufak bir hikaye betimlemesi, farklı bir yöntemle ofis mobilyası ve yaşam arasında ki bağı açıklamaya çalıştım.

“ 25 yıldır bir ofisin içerisinde yaşayan biri olarak duygularımı anlatmak istedim. Hayatın nasıl geçtiğini mobilyalardan anlar mıydı insan ben anlamıştım. Ofisin mobilyaları eskidikçe insan anlıyor ki kendisi de eskiyor ve yaşlanıyordu. Yaşlanmıştım. Çalıştığım masa da, oturduğum koltukta eskimişti. Duvarların hep beyaz olması da yormuştu beni. Ofiste bulunan mobilyalar gibi döküldüğümü hissediyordum. Değişmesi lazımdı. Değiştirmeye karar vermiştik. Mobilyaları katalogdan kendim seçmiştim. Ne büyük bir ayrıcalıktı. Sanki evimi dayayıp döşüyordum. Evimdeki mobilyalarda eskiydi oysa. Ama benim için 10 saatimi geçirdiğim ofis önemliydi. Gri tonlarda yarım ay şeklinde bir masa beğenmiştim. Çok da güzeldi odaya ayrı bir hava vereceğini düşündüm. Siyah koltukla da uyumlu olacaktı. Oldu da odayı yerleştirdiğimde çok şeyin değiştiğini fark ettim. Gidip gelip ofisime bakıyordum.  Mutluydum, aynaya baktığımda bu odaya biraz yaşlı kaldığımı fark ettim. Sabah işe gelirken yıllar önce bıraktığım alışkanlıklarıma tekrar dönmem gerektiğini hissettim. Makyajımı yaptım, kot pantolon giymenin yaşımı olurmuş dedim kot pantolonumu giydim, güzel bir gömlekle de kombin yaptım, topuklu ayakkabılarımı giydim ve ben işe gitmeye hazırdım. Ofiste ki mobilyaların kokusu bile güzeldi. Yaşama ve çalışma enerjisi veriyordu. Bir ofis, bir yaşam demekti. “

Yaşamımızda küçük bir değişiklik domino etkisi yaratmaktaydı. Dört duvar arasında yaşayanlar çok iyi bilir ki, odada bulunan her bir mobilya kendisiyle özdeşleşir. Zamanı, acıları, kaybetmeyi, kazanmayı hatırlatır. Bütün bunlara rağmen küçük bir değişikle de yaşama umut verir, tekrar yeniden başlamak ama bu sefer daha tecrübeli ve daha az zararla dersiniz. Yaşam alanlarımızın yaşama sevinci vermesi yılların verdiği yorgunlukları azaltması ne güzel bir şeydi.